Kanlı Çiftlik
içli bir çocuk ! “diye söylendi.” Doktorları duygusuz
sanırdım, onu görünce, yanıldığımı anladım ”
* * * *
Ayşe hanım, yatağını pencerenin yanına çektirdi.
Evin işlerini Hasan’ın karısı yapıyordu. Evi süpürü-
yor, bulaşıkları yıkıyor, yemekleri yapıyor, sonra
evine gidiyordu.
Ayşe hanım, ” Sağol kızım ! Allah ne muradın
varsa versin !” diye yataktan kalkamadığı için
gülümseyerek onun arkasından bakıyordu.
Gülbahar”Abla, senin bize gösterdiğin yakınlık
her şeye değer…Kocam da ben de, beyden de sen-
den de çok memnunuz…! Allah, tez zamanda iyi-
leştirir inşallah !” diye kapıyı çekip çıkıyordu evden
* * * *
Gülbahar, gece ağrıdan uyuyamıyor, Behram Bey
kasabadan bir sıhhıyenin eline birkaç kuruş vererek
acılarını dindirmek için, ağrı kesici iğne yaptırıyordu
Bazı geceler, karyolanın yanına bir sandalye atarak
karısının baş ucunda beklerken, uyuya kalıyordu.
Zavallı kadın, durmadan kilo kaybediyordu, aldığı
ilaçlar yüzünden başındaki saçlar dökülmeye baş-
lamış, bere ile kapatmaya çalışıyordu…O güzelim
kadından geriye kuru bir iskelet kalmıştı sanki…
Artık, tuvalete kadar gidecek bir gücü bile yoktu….
Gülbahar,”Bey, Allah’ın gücüne gitmesin ya, hep
iyileri alıyor, dün gece , çok kötü bir rüya gördüm
Ayşe hanımın koynuna, boz bir yılan girdi, ter içinde
uyandım…Seni uyandırmaya kıyamadım…Galiba
hanımım gidici…!” dedi..
“Ağzından yel alsın, bey de çok yaşamaz !
Biliyorsun, iki kere kalp krizi geçirmiş….!”
” Ben, evi süpürüyüm de, ablayı bir
yoklayım…! Beyin, kirli gömlekleri varsa ,
makinada yıkayım…! Yemek yapıyım ! Sen de
atlara tımar yaptıktan sonra oraya gel…!”
” Kahya, kasabada benim arkamdan atıp
tutuyormuş…Derviş Bey, yanına almış iti…! Onun
ne biçim adam olduğunu bilmiyor, şeytane papucu-
nu ters giydirir…Şoförü de yanına alacakmış …”
“Elin lafına bakma Hasan’ım ! El nalına da vurur
mıhına da…!”
enhoşuma giden kanla anlatılan şey en gercekçi