Kulaklarımdaki tüy sorununu lazer epilasyonla hallettim

– Etrafım çok kalabalık ama bu kalabalığın içerisinde gerçekten çok yalnızım. Bu yalnızlık nereye kadar sürecek, bilmiyorum.

Ama bir sevgiliniz var?

– O anlamda yalnız değilim canım. Herkesin bir sevdiği, saydığı, birlikte olduğu birisi vardır.

Ömürlük mü peki?

– Kesinlikle. Benim ilişkilerim öyle kısa vadeli olmaz.

Ayşegül Hanım’la birliktesiniz değil mi?

– Siz ne biliyorsanız, onların dışında birileri olamaz. İsim yok ama bildiğiniz doğrudur.

Neden yanınızda olan kadınların elini tutup, sokağa çıkmıyorsunuz?

– Benim duruşum o değil… Sarmaş dolaş dolaşmam. Ben Avrupai olamam. Ben hálá Urfa’dayım. Ya adamlar parayla kadın tutup, bir ay gazetelerde yazılıp çiziliyorlar. Niye, gündemde kalsınlar diye. Ben böyle gündemi ne edeyim ya! Ben sanatçıysam, sesimle gündemde olurum. Bu ne? Ben toplumun önünde kısa süreli ilişki bile yaşamam. Laçka olmam, cıvımam. Tabii ki günlük ilişkilerim oldu ama uzamasını severim, tercih ederim.

Adalet Hanım hálá eşimdir

İbrahim Bey siz ilk eşiniz Adalet Hanım’la hálá evli misiniz?

– Ben mesleğimle evliyim. Ama özel hayatımda da evliyim.

Resmi nikáhlı mısınız?

– Resmi nikáh yok. Ben resmi nikáhı sadece Adalet Hanım’la yaptım. Altı yıl evli kaldım, sonra da boşandım. Ama halen Adalet Hanım, Allah katında dini nikáhlı olarak benim eşimdir. Ahmet’in anasıdır. O benimle evlendi. Çocuğunun başında oturdu, aslanlar gibi onlara baktı. Her ay aylığı, altına da arabası gider. O bir yana, dünya bir yanadır. Onun yeri benim dünyamda farklıdır. Boşanmamız da çok basit bir şey yüzünden oldu. Yoksa evliliğimiz devam ederdi.

Osman’ın ölümü beleş bir ölüm

Geçtiğimiz hafta çok sevdiğiniz dostunuzu, Osman Yağmurdereli’yi kaybettiniz. Zamansız ölümler size ne hissettiriyor İbrahim Bey?

– Osman’ın ölümü bana göre beleş bir ölüm. Bağırsağındaki bu hastalık tespit edilir edilmez, hemen orayı kesip alacaklardı. Bunun ameliyattan başka çözümü yok. Teşhis koyulduğu ilk gün ameliyat edilmesi gerekiyormuş. Amerika’yla görüşülüyor, Başbakan uçağını veriyor ama gidilmiyor. Osman’ın bu durumunda diller sustu, gözler küllendi. Her şey terse çalışmaya başladı. Bağırsak kanseri olan bir adam iki yıl yaşar mı? Yaşarsa da iki yıl sonra ölmek ahmaklıktır. Bu ahmaklık doktorların mıdır, ailenin midir, rahmetlinin midir bilinmez. Sonuçta Osman’ıma yazık oldu.

Siz chek-up yaptırıyor musunuz?

– Osman’ın vefatıyla dikkat etmem gerektiğini öğrendim. “Ölümden korkmuyorum” dersem yalan söylemiş olurum. Herkes gibi ben de korkuyorum. Ancak benim gibi bir adamın yapacağı çok iş var diye düşünüyorum. İşleri yeni yeni oturtuyoruz. 500 kişi benden ekmek yiyor. Birden bire bunları bırakıp gidiyorsun. Buna beleş ölüm denir.

Yaşlılığınız için planlarınız var mı, merak ettim?

– Ben yaşlılığımda çok huysuz olurum. Osman’la (Yağmurdereli) şöyle bir planımız vardı; 70 yaşına geldiğimizde bir villa yaptırıp, çok sevdiğimiz arkadaşlarımızı da yanımıza alıp, orada yaşayacaktık. Kumar oynayacaktık, vs. O evde dişi sinek bile olmayacaktı. Kadın huzuru bozar. Birkaç yardımcımız olacaktı, o kadar. Onları da yemeğimizi yapsın, çamaşırımızı yıkasın diye tutacaktık. Havuzumuza girecektik, oyun oynayacaktık. Elimizde bastonlarımızla dolaşacaktık. Hayalimiz bunlardı. Osman bana bu anlamda söz vermişti ama beni yalnız bıraktı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir