Dünden Bugüne Aşk İlanı

1967’de aşk nasıl anlatılırdı?.. Şimdi nasıl anlatılıyor?.. İşte yıllara göre aşk ilanı..

Yıl: 1967

‘Karşıma aniden çıkınca ziyadesiyle şaşakaldım ve çok mütehassis oldum…
Nasil bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim.
Buna mukâbil az bir müddet sonra kendimi toparlar gibi oldum.
Cemalinde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı…
Üstümü başımı toparladım, kendimden emin bir sesle
‘Akşam-i şerifleriniz hayrolsun’ dedim..’

Yıl: 1977

‘Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım ve hislendim..
Ne yapacağıma karar veremedim. heyecandan ayaklarım titredi.
Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardi.. Üstüme çeki düzen verdim. kendimden emin bir sesle ‘iyi akşamlar’ dedim..’

Yıl: 1987

‘Karşıma aniden çıkınca fevkalâde şaşırdım ve duygulandım.. .
Nitekim ne yapacağıma hüküm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi.
Amma ve lâkin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum.
Nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendimden emin bir sesle ‘Hayırlı akşamlar’ dedim..’

Yıl: 1997

‘Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım ve duygulandım…
Fena halde kal geldi yani.. Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim… Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle selam’ dedim..’

Yıl: 2008

‘Abi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yani ve duygu durumum kabardı…
Oğlum bu is bizi kasar dedim, fena göçeriz dedim, enjoy durumları yani…
Ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik.. Sarıl oğlum dedim, bu manita senin… ‘Hav ar yu yavrum?”

Bir yorum

  • Beyza

    birşey söylmek için lütferdersem gerçekten bu 2008 olayındaki konuşmalardan sadece ve sedece iğrenebilirim
    başka birşey yapmak doğru değildir o ne dir öyle ya…
    yarısı türkçe yarısı ingilizce kelimeler yana yana gelmiş anlamlı cümleler yana yana gelememiş
    Doğrusu bu iş artık çığrından çıkmış bu tarzda konuşanların mutlaka şu şiiri okumasını tavsiye ediyorum

    KAHRAMANOĞLU MEHMET BEYİ ARIYORUM

    Karamanoğlu Mehmet Bey´i arıyorum
    Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?

    Bir ferman yayınlamıştı…

    “Bugünden sonra, dîvanda, dergâhta, bârgâhta, mecliste, meydanda Türkçeden başka dil konuşulmaya!”

    diye, hatırlayanınız var mı? Dolanın yurdun dört bir yanını, çarşıyı, pazarı, köyü, şehri, fermana uyanınız var mı? Nutkum tutuldu, şaşırdım merak ettim, dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere, gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?

    Tanıtımın demo, sunucunun spiker, gösteri adamının showmen, radyo sunucusunun diskjokey, hanım ağanın, first lady olduğuna şaşıranınız var mı?

    Dükkânın store, bakkalın market, torbanın poşet, mağazanın süper, hiper, gross market; ucuzluğun, damping olduğuna kananınız var mı? İlân tahtasının billboard, sayı tablosunun skorboard, bilgi alışının brifing, bildirgenin deklarasyon; merakın, uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı?

    Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı, beldelerin girişinde welcome, çıkışında good-bye okuyanınız var mı? Korumanın, muhafızın, body guard; sanat ve meslek pirlerinin duayen; itibarın, saygınlığın, prestij olduğunu bileniniz var mı? Sekinin, alanın platform; merkezin center; büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final, özlemin hasretin, nostalji olduğunu öğreneniniz var mı? İş hanımızı plaza, bedestenimizi galeria, sergi yerlerimizi center room, showroom, büyük şehirlerimizi, mega kent diye gezeniniz var mı?

    Yolüstü lokantamızın adı fast food, yemek çeşitlerimizin menü; hesabını, adisyon diye ödeyeniniz var mı? İki katlı evinizi dupleks, üç katlı komşu evini tripleks, köşklerimizi villa, eşiğimizi antre, bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı?

    Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik, vurguncunun spekülatör, eşkıyanın mafya, desteğe, bilemediniz koltuk çıkmağa, sponsorluk diyeniniz var mı?

    Mesireyi, kır gezisini picnic, bilgisayarı computer, hava yastığını air bag, oluru, pekâlâyı, okey diye konuşanınız var mı?

    Çarpıcı önemli haberler flash haber,

    Yaşa, varol sevinçleri, oley oley,

    Yıldızları, star diye seyredeniniz var mı?

    Vırvırık dağının tepesindeki köyde, cafe show levhasının altında, acının da acısı kahve içeniniz var mı? Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken, dilimizin çalındığını, talan edildiğini, özün el diline özendiğine içi yananınız var mı? Masallarımızı, tekerlemelerimizi, ata sözlerimizi unuttuk, şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik,

    Türkçemiz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?

    Karamanoğlu Mehmet Bey´i arıyorum,

    Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?

    Bir ferman yayınlamıştı…

    Hayal meyal hatırlayıp da, sahip çıkanınız var mı?

    bu şiiri okuduktan sonra hala böyle konuşmaya devam eden varsa ona sadece bir cümle söylerim

    SEN TÜRK VATANDAŞI MISIN ARKADAŞ ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir