Milenyumda Evlilik

Psikologlar, psikiyatristler, evlilik danışmanları, deneyimli evliler, anneler, teyzeler, yaşlı komşular evlilik müessesesi hakkında fikir yürütmekten hiç vazgeçmediler. Yazar Philip McGraw, yaptığı araştırmalardan şaşırtıcı sonuçlar aldı. Bakın yeni bin yılda evlilikle ilgili en doğru bulgular nelermiş…

Mutlu bir çift olabilmek için neler yapılması gerektiği gençlere defalarca, bıkmadan usanmadan anlatılıyor. Aşık olma kavramı hakkında adeta açıklama bombardımanına tutuluyoruz. Ama artık geçen yüzyıldan kalma klişeleşmiş fikirlere dur demenin vakti geldi. Yeni evliler, evlenecek olanlar ve uzun yıllardır evliliklerini sürdürmeyi başaranlar… İşte size son zamanların, yani günümüz evliliklerinin temel taşlarını oluşturan bir takım kurallar.

Uyumlu bir evlilik için kafaların da uyum sağlaması gerekir.

Karı koca her konuda fikir birliği içinde olmalı. Olaylara birbirlerinin gözüyle bakmalılar. Nasıl, bu açıklamalar kulağa hoş geliyor değil mi? Ama hemen belirteyim, bu sözler mantıkla hiç bağdaşmıyor. Bir olayı eşinizin gözleriyle göremezsiniz. Onun görüşlerine göre değerlendiremezsiniz. Çünkü siz farklı iki insansınız. Genetik bakımdan, fizyolojik bakımdan, psikolojik bakımdan ve yaşam felsefeniz bakımından ayrı iki insansınız. Karı kocalar, birbirlerinin yumurta ikizi olmaya çalışırlarsa, işte o zaman büyük anlaşmazlıklar ortaya çıkar. Kadın ya da erkek birbirinin düşüncelerini yansıtmak yerine birbirlerinin görüşlerinden yararlanmalıdırlar. İnsanlar eş yaratılmamışlardır.

Mutlu bir evliliği ancak büyük bir aşk sağlar.

Gerçek aşkı çoğumuz saptamakta zorlanırız. İki kişinin birbirine karşı duyduğu heyecanı aşk ile karıştırabiliriz. Büyük bir aşkla bağlandığımızı sandığımız kişiyle evlenince de o ilk günlerin heyecanı söner. Gerçeklerden uzaklaştığınız oranda evliliğinizin size mutluluk getirmesi zorlaşır. Evlilik bir ortaklıktır. Bu gerçeği unutup masalsı duygulara kapılmak yanlış olur. Aslında büyük aşk, sabahleyin gazeteleri birlikte okumak, bir akşamüstü birlikte yürüyüşe çıkmak, haftada bir kaç kez sevişmek gibi göze önemsiz görünen unsurlardır. Mutlu evliliğin formülü büyük aşk heyecanı değildir.

Mutlu evliliğin şartlarından biri de problemlerin kolayca çözümlenmesidir.

Yaşamımın büyük bir bölümünü insan davranışlarını inceleyerek geçirdim. Ve bugüne kadar evliliklerde eşlerin karşılaştıkları sorunları kelimenin tam anlamıyla çözdüklerini görmedim. Eşler arasında fikir ayrılığı her zaman olur. Çocukların eğitimi, para, özel ilişkiler, sosyal faaliyetler, her zaman karı koca arasında sorun yaratır. Ama asıl sorun nedir biliyor musunuz? Karı kocanın bu tür anlaşmazlıkları evliliğin iyi gitmediğine işaret saymalarıdır. Sağlıklı bir evlilik ilişkisi olan çiftler ise zaman zaman aralarında anlaşmazlık çıkmasını doğal karşılarlar.

Eşler aynı merakları paylaşmalı ve her türlü aktiviteyi beraber yapmalı.

Kocasıyla birlikte balık tutmaya kalkışan arkadaşımı hiç unutmadım. Arkadaşım, deniz kenarında olta sallarken kocası durmadan ona yaptığı yanlışları sıralamış, acemiliği yüzünden balık tutamadıklarını ileri sürmüştü. Arkadaşım sonunda kamış oltayı denize atmış ve büyük bir öfke içinde ‘‘Sana da hiç yaranılmıyor. Hava soğuk, akşam oldu, karnım acıktı. Ben eve gidiyorum.’’ Bu olayın evde tatsızlık yaratması kaçınılmazdı. Arkadaşım, kocasının balık tutma merakını onunla paylaşmak istemişti. Evliliğin yürümesi için böyle yapması gerektiğine inanıyordu. Oysa arkadaşım da aynı şekilde davranan diğer evli kadınlar gibi yanılmıştı. Kadının da erkeğin de meraklarının ve zevklerinin farklı olması onları birbirlerine yaklaştırır. Karı koca birbirlerine meraklarından söz edebilirler ve böylece aralarındaki bağ güçlenir.

Karı koca kavgaları evlilik için zararlıdır.

Hiç kimse, eşiyle tartışmak istemez. Ama zaman zaman da tartışmaların yaşanması kaçınılmazdır. Bir evde tartışmalar sıklaşınca, o evliliğin tehlikeli bir dönemece girdiği düşünülür. Oysa tartışmadan çok bunun şekli, eşlerin kullandıkları sözcükler önemlidir. Kavgaların uzun sürmesi elbette endişe vericidir. Tartışma sırasında sesi fazla yükseltmek, aşağılayıcı sözler sarf etmek doğru olmaz. Ama karı kocanın herhangi bir konuda anlaşmazlığa düştükten sonra olayı tatlıya bağlamaları, evliliği daha da güçlendirir.

Mutlu bir evlilik için seks şart değildir.

Bu sözlere bir an için bile inanmayın. Ne söylenirse söylensin, seks evliliğin çok önemli faktörlerinden biridir. Hatta en önemlisidir. Seks eşlerin birbirlerine duygusal bakımdan da yakınlaşmalarını sağlar, stresten arındırır. Seks ilişkileri normal olan eşler, diğer sorunlarını kolayca çözümlerler. Hatta kavgaları bile değişir. Unutmayın, evlenen kadınla erkek, sadece arkadaş değildir aynı zamanda birbirlerinin eşidirler. Uyumlu seks de bunun kanıtıdır.

Bir yorum

  • dilek

    söylenenlere katılıyorumm..seks evliliğin vazgecilmezi ama hersey onunla bitmiyo.karsılıklı sevgi saygı ve sadakat sart..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir