Bebek İsimleri

C
Calp: Güçlü
Can: İnsanın kendi varlığı, yaşam, birey kişi, ruh, güç kuvvet
Canberk: Sert kişi, sağlam kişi, canı sağlam
Caner: Yürekten sevilecek kimse
Cankat: “Cana can kat katmak”tan buyruk, ailemize can katasın
Cankut: Kutlu kimse, uğurlu can
Canpolat: Canı polat gibi sağlam, canlı, çelik gibi kimsel
Cantekin: Biricik can, can şehzade
Ceyhun: Orta Asya’da bir ırmak
Coşku: Olağanüstü bir biçimde kendini gösteren duygu yükselmesi, heyecan

Ç
Çaba: Bir işte iyi bir sonuca ulaşmak için harcanan güç
Çağ: Başı ve sonu belli olan ve bir özellik taşıyan, kimi zaman birkaç
Çağan: Mutlu gün, bayram
Çağatay: Cengiz Han’ın oğlu
Çağdaş: Aynı zamanda yaşayan, çağımıza uygun, çağımıza yaraşır
Çağıl: Çağ ile ilgili, çakıl
Çağın: Çağda olan, çağa uyan, çağa uygun, çağın olan
Çağlar: Çağıl çağıl akar, çağıldar, çağlayarak akar
Çağlayan: Bir akarsuyun yükseklerden köpürerek düştüğü yer, çavlan
Çağman: Çağdaş kimse, çağın insanı
Çağrı: Birini bir yere çağırma işi, çağırma, yırtıcı bir kuş
Çakır: Doğan ya da atmacaya benzeyen bir avcı kuş, ela gözlü kimse
Çelik: Su verilip sertleştirilen demir, polat
Çetin: Istenilen yola getirilmesi, elde edilmesi zor, güç olan, Kolay olmayan, sert, sarp
Çetinalp: Zorlu ve yiğit, sert yiğit
Çevik: Kolaylıkla, çabuklukla davranan, hareketleri hızlı, canlı
Çınar: Boyu otuz metreyi bulan, uzun yıllar yaşayan, geniş yapraklı ağaç
Çoker: Çok yiğit

D
Dalan: Dal gibi olan, dal gibi ince yapılı
Demir: Yeraltından çıkarılan, türlü iştekullanılan dayanıklı bir maden, bu madenden yapılmış olan
Demiralp: Demir gibi sağlam yiğit
Demiray: Demir gibi sağlam ve Ay gibi güzel
Demircan: Demir gibi sağlam kimse
Demirhan: Yakut Türklerinden olan Sular arasında tanrı sayılan ve dağ Başlarında oturduğuna inanılan kutsal ruhlardan biri
Demirkan: Sağlam ve güçlü kan
Deniz: Yeryüzünün büyük bölümünü kaplayan çok geniş ve tuzlu su
Denizhan: Ünlü Oğuz Destanı’na göre, Oğuz Han’ın altı çocuğundan En küçüğü, eski Türklerin inanışına göre doğa tanrılarından biri
Deren: Tırmık da denilen bir tarım aracı; ekini biçip toplayan, derleyen
Derin: Dibi, yüzeyin ya da ağzından uzak olan, çok içten gelen ve içe işleyen kendi türünde son derecesine ulaşmış, derinliği olan
Devrim: Kısa zaman içinde gerçekleştirilen ve olumlu yönde önemli niteliksel Değişimlere yol açan haraket
Dikmen: Koni biçiminde sivri tepe, dağların en yüksek yeri, doruk, dik, Yerdeki orman, yayla, dikilerek oluşturulan ağaçlık, çam ve başka Ağaçların gövdeleri, dik olan yer
Dilmen: Dil bilen kimse, dilci
Dinç: Sağlık durumu iyi, güçlü, gücü yerinde, canlı
Dinçalp: Güçlü yiğit, güçlü ve yiğit
Dinçer: Güçlü er, güçlü kimse
Dinçerk: Güçlü kuvvetli kişi
Dinçtürk: Sağlıklı, sağlam Türk, güçlü Türk
Diren: Karşı koy, dayan, harmanda sapları yaymaya yarayan, uzun çatallı, ağaçtan yapılmış bir tarım aracı
Dirlik: Düzen içinde mutlu yaşam, mutluluk, sevinç, iyi geçinme, erinç
Doğa: Kendiliğinden var olan, canlı, ve cansız nesnelerden oluşan, Kendini sürekli olarak değiştiren varlığın tümü, tabiat
Doğan: Küçük kuşlarla beslenen, ava alıştırılarak kuş avında kullanılan, Akdoğan, çakırdoğan, aladoğan gibi türleri olan bir kuş, şahin
Doğanalp: Şahin ve yiğit yiğit kimse
Doğanay: Ayın ilk günlerinde Ay, yeni Ay (ayın ilk günleri doğan çocuklara verilir
Doğu: Güneş’in doğduğu yönden
Doğuer: Doğu yiğidi
Doğuş: Doğma, doğma biçimi, yaradılış
Dolun: Dolgun, dolarak biçimi yuvarlaklaşmış, ayın ondördü
Dolunay: Yuvarlaklaşmış ay, dolgunlaşmış Ay, Ay’ın on dördü Çok güzel kimse, Ay gibi kimse
Dora: Doruk
Doruk: Dağların, tepelerin en yüksek noktası, tepe
Durukan: Temiz kan, saf kan
Durul: Berraklaş

E
Ediz: Değerli, ulu, yüce, yüksek
Efe: Özellikle Batı Anadolu yiğidi, yiğit, zeybek, ağa, ağabey, kabadayı
Efekan: Yiğit bir soydan gelen
Ege: Ulu, büyük, Türkiye ile Yunanistan arasındaki denizin adı
Egemen: Yönetimini kendi gücüyle, dışardan denetime bağlı kalmadan Sürdüren, üstün, sözünü, geçiren
Ekin: Tahılın tohum olarak tarlaya atıldığı andan başlayarak harman Oluncaya değin aldığı duruma verilen ad
Emre: Dost, arkadaş, sevdalı, tutkun, ünlü, Türk ozanı Yunus’un adlarından biri
Engin: Yüksek olmayan, düzey bakımından düşük, denizin, karasularından Uzakta bulunan geniş bölümü, ucu bucağı görünmeyecek denli geniş
Eralkan: Al kanlı yiğit
Eralp: Yiğit erkek, yiğit kimse, yiğitler yiğidi,
Eraltay: Altay dağlarından gelmiş yiğit
Eray: Ay gibi yiğit
Erberk: Sağlam, yiğit, sert yiğit
Erbuğ: Yiğitler başı, komutan
Erdağ: Dağ gibi er, dağ gibi yiğit
Erdem: İyiliksever, acıma, alçakgönüllülük gibi övgüye değer niteliklerin genel adı
Erdin: Ereğine ulaştın; Tanrı yolunda ermiş duruma geldin, olgunlaştın Yetiştin
Erdinç: Dinç yiğit
Erek: Ulaşılmak istenen, ardından koşulan şey, amaç, erişilmek İstenen sonuç
Erez: Buğday ve arpa tarlalarında yetişen deliceotu da denilen bir bitki
Ergin: Olmuş, olgunlaşmış yetişmiş
Ergün: Erken doğan güneş, yumuşak, uysal, sulu sepken, sulu kar
Erim: Bir şeyin erişebileceği uzaklık, muştu, iyi bir şeye işaret olan durum, sevgi
Erinç: Mutluluk içinde yaşama, dirlik
Eriz: Yiğidiz, erkeğiz, er izi, er yolu
Erk: Yaptırma gücü, güç sözü geçerlilik
Erke: İşe çevrilebilen güç,
Erkmen: Güçlü kimse, güçlü erkek, sözü geçen kimse
Erkut: Uğur getiren yiğit, uğurlu yiğit
Erman: Er kişi, yiğit kişi
Erol: Yiğit ol, erkek ol, er ol
Ersan: Yiğit ünlü, er sanlı
Ersin: “yiğitsin” “erkeksin” erişsin, ulaşsın, gelişsin, yetişsin, olgunlaşsın
Ertan: Güneş’in doğma zamanından az önce, şafaktan önce
Ertaylan: Yiğit ve uzun boylu kimse
Erte: Sonraki, gün; şafak sökme zamanı; herhangi bir işteki ilk başarı
Ertekin: Yiğit ve tek, yiğit ve biricik, biricik yiğit, yiğit prens.
Erten: Erkek tenli
Ertürk: Yiğit Türk, erkek Türk
Erün: Yiğit diye tanınan, ünlü yiğit
Eryiğit: Yiğit erkek
Esen: Hiçbir sayrılığı, hiçbir sakatlığı olmayan, sağlık ve mutluluk içinde olan sağlıklı
Esener: Sağlıklı yiğit
Esentürk: Sağlıklı Türk
Eser: Yel, sert esen yel; esme işini yapar, esinti olur yel olur
Esmen: Esen yel gibi kimse
Eti: M.Ö. 1900-1200 yılları arasında Anadolu’da büyük bir Uygarlık kurmuş olan Orta Asyalı bir ulus
Evre: Bir olayda birbiri ardınca gelen değişik durumların Her biri, alınan yol aşama
Evren: Var olan her şey, bütün varlıkların oluşturduğu bütün, kainat, dünya
Evrim: Ağır ağır ve kendiliğinden olan değişim, kendiliğinden gelişme
Ezgü: İyi kimse

F
Fatih: Fetheden
Ferdi: Bireysel, tek başına.
Ferhan: Sevinç, neşe. İyi haber karşısında verilen ödül. Güçlükleri aşıp bir yeri ele geçirme.
Feridun: Tek başına, eşsiz.
Ferit: Sıralanmış inci taneleri. Tek başına. Emsalsiz.
Feyyaz: Berekeli, gür, verimli. Eli açık.
Fırat: Bir nehir adı. Türkiye’den geçip Basra’ya dökülür.
Furkan: İyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki herşeyi gösteren.

G
Gediz : Su birikintisi, gölcük, Ege Bölgesi’nde bir akarsu; adını bu akarsudan alan bir ilçe
Gencer: Delikanlı, genç yiğit bkz. Gençer
Genç: Yaşı ilerlememiş olan, yaşlı olmayan, canlı, dinç
Gençalp: Genç yiğit
Gençer: Delikanlı, genç yiğit
Geray: Açık maviye yakın, gök rengindeki Ay
Giray: Uygun, yaraşır, eski Kırım hanlarının ünvanı
Girgin: Herkesle çabucak ahbaplık, yakınlık kurabilen, sokulgan kimse
Göğen: Gök, mavi, yeşillik
Gökalp: Gök gözlü yiğit
Gökay: Mavi Ay; gökyüzündeki ay
Gökberk: Mavi ve gözlü ve sert
Gökdeniz: Mavi deniz
Göker: Gökyüzünün yiğidi, gök yüzlü erkek, mavi gözlü kimse
Gökhan: Oğuz Han’ın oğlu
Gökmen: Mavi gözlü ve sarışın kimse
Göksagun: Mavi gözlü hekim
Göksel: Gökyüzüyle ilgili
Göktan: Mavi şafak, mavi tan
Göktuna: Mavi Tuna
Göktunç: Mavi gözlü ve tunç gibi
Göktürk: 552-745 yılları arasında Orta Asya’da hüküm süren, Bumin Han’ca kurulmuş olan Türk devleti ve bu devletin halkından olan kimse
Gönen: Mutlu ol, sevin
Gönenç: Varlık, bolluk, mutluluk, sevinç
Görkem: Gösteriş, görünüş, gürbüz, iyi gelişmiş, göz alıcı ve gösterişli olma hali, göz alıcılık, gösterişlilik
Görkmen: Alımlı, yakışıklı yiğit, görkemli erkek
Güçhan: Çetin han, güçlü han
Güçkan: Güçlü soydan olan kimse
Güçlü: Dayanıklı, zorlu, gücü olan, kuvvetli, sözü geçer
Güçlüer: Dayanıklı, zorlu yiğit, güçlü yiğit, sözü geçer yiğit
Güçlütürk: Dayanıklı, zorlu Türk, kuvvetli Türk
Gültekin: Tek gül, biricik gül, gül gibi güzel ve tek, gül şehzadesi
Gün: Güneş’in yeryüzüne saçtığı ışık, gündüz, güneş
Günal: Kırmızı Güneş, al Güneş
Günalp: Güneş gibi ve yiğit
Günay: Güneş ve ay, güneş gören yer, güney
Günberk: Güneş gibi yakıcı ve sert
Günce: Gün’e benzeyen, günü gününe tutulan, anıların yazıldığı defter
Gündoğan: (Güneş doğarken doğan çocuklara konulan adlardan) Doğan güneş, doğan gün

3 yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir