Kayseri Fıkraları

Kadın İçin

Kayserili Pire Memet, istasyonda çok sıkışınca, gözü hiçbir şeyi görmez olup kadınlar tuvaletine doğrulmuş. Bir hemşehrisi önüne geçmiş: – Ne yapıyorsun, burası kadınlar için… Uçkurunu eline almış olan Pire Memet: – “Bu da kadınlar için!” deyip içeri dalmış.

Eski Araba

İki tane çiftçi; biri Adanalı diğeri Kayserili, sohbet ediyorlarmış; bu arada haliyle zenginlikleriyle övünüyorlar.. Adanalı başlamış : – “Bizim orda sabah güneş doğmadan biniyoruz arabaya, akşam oluyo biz hala çiftliğin öteki ucuna yetişemiyoz” demiş… Kayserili de bunun üzerine: -Yav bizim de vardı öyle eski bi arabamız, ama geçenlerde satıp yeni modelini aldık…

Kayserili Yüzü

Kayserili traş olacaktı. Berber buyurun deyip döner koltuğu gösterince koltuğu çevirdi, sırtı aynaya gelecek şekilde oturdu. Berber şaşırdı: – Beyefendi, neden ters oturdunuz? Kayserili, telaşsız: – “Sabah sabah” dedi, “Gayserili yüzü görmek istemem de…”

Ayak Uydurmaca

Kayserili zengin, ölüm döşeğindeymiş. “Vasiyetim var” diyerek oğullarını kızlarını başına topladıktan sonra öğüt vermiş: – Evlatlarım, size son sözüm: Devlet çalgı, siz cengi… Ayak uydurmaya bakın!

Aynı İlaçlar

Doktor, muayenehaneye ilk kez gelen hastadan 50 bin, sonraki muayenelerde 30 bin lira alıyordu. Bunu öğrenen Kayserili, muayeneye ilk gidişinde: – “İşte yine geldim doktor bey” dedi. Doktor soyunmasını söyledi. Muayene etti, ücretini aldı: – Sağlığınız düzeliyor. Aynı ilaçları kullanmaya devam edin!

Coğrafya

Bölük komutanı “Ali okulu”nu denetliyordu. Hasan’a sordu: – Oğlum, dünya kaç parçadır? – Beş parçadır komutanım. – Say bakalım. – Avrupa, Asya, Amasya, Tosya, Okyanusya. – Sen nerelisin? – Kayseriliyim, komutanım. – Şu haritada Kayseri’yi göster bakalım. Hasan Kastamonu’yu işaret edince: – Oğlum, orası Kastamonu. – Kayseri’nin bir mahallesi sayılır, komutanım.

Kayserili Askerde

Askerde komutan okuma bilenlerin öne çıkmasını istemişti. Ortaya fırlayan bir tanesinden şüphelenmiş. Tekrar sorunca, asker: – “Okumam yazmam yok, ama Kayseriliyim, demiş”.

Eşek Boyamak

Kayseri’ye yeni gelen yabancı, ayakkabısını boyatırken boyacıya takılmış: – Siz Kayserililer eşeği boyayıp babanıza satarmışsınız. Nasıl yapılır bu iş? Boyacı, fırça sallamayı sürdürerek: – “İşte” demiş, “eşeği böyle boyarız!”

Hemoroid

Kayserili’nin biri trende gidiyormuş. Karşısına da bir İstanbullu oturmuş. Tabii bizim Kayserili sucuk-pastırma-ekmek takılıyor. Bir ara: – Kardaş, sen de yir misin? diye sorunca İstanbullu: – Yok sağ ol, benim hemoroidim var, diye yanıtlar. Kayserili de: – Olsun önce pastırma ye; sonra onu da beraber yirik.

2 kere 2

Kayseriliye sormuşlar: – “2 kere 2 kaç eder?” Cevaplamış: – “Alırken mi, satarken mi?”

Patlak frenler

Taksinin yokuşta frenleri patlamış, müthiş bir hızla aşağıya doğru iniyor. Kayserili müşteri bağırıyor: “Durdursana kardeşim şu arabayı!” Şoför panik içinde: “Durduramıyorum! Frenler patladı!” Kayserili: “Bari taksimetreyi kapat!”

Kaç kilo boya

Adamın biri, Kayseriliye sorar: -“Bir eşeği boyamak için kaç kilo boya gerekir?” Kayserili adamı şöyle bir süzer: -“Sen boyundaki bir eşek için iki kilo yeter!”

2 yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir