Yaşam koçluğu hakkında bilinmesi gerekenler

Her koçun eti yenmez

Aslında Mevlana da yaşam koçlarıyla benzer şeyler söylüyordu:
“Kardeşim sen düşünceden ibaretsin /
Geriyekalan et ve kemiksin /
Gül düşünürsün, gülistan olursun /
Diken düşünürsün, dikenlik olursun.”
Peki Mevlana bugün yaşasaydı yaşam koçu olur muydu?

Bu, cevabını asla bilemeyeceğimiz, spekülatif, dolayısıyla anlamsız bir soru. Hatta belki de yanlış bir soru. Doğru cevaplara yanlış sorularla ulaşılmaz denir.

O zaman hemen doğru sorulara geçelim.

SORU 1: Koçluk nedir? Koç kimdir?

Uluslararası Koçluk Federasyonu Türkiye Şubesi Başkanı Gürkan Sarıoğlu cevaplıyor. “Koç. bu hizmeti alanın gerçek potansiyelini en üst düzeyde ortaya koyabilmesi için, ona sürekli destek sağlayan bir ortaktır. Bu ortaklıkta, koçluk alanın kendi cevapları, kararları ve hareketlerinden sorumlu sağlıklı bir birey olduğu kabul edilir. Koçluk ilke olarak bugünden yarına bakar; bir hedefe ulaşma aracıdır.”

SORU 2: Yaşam koçu ne yapar, ne yapmaz, ne yapmamalı?

Sidney Üniversitesi Psikoloji Bölümü Koçluk Birimi’nden Dr. Anthony Grant ve Michael Cavanagh geçen yıl yayınladıkları Koçluğun El Kitabı’nda yaşam koçluğunun ne olduğunu değil, ne olmadığını şöyle anlattılar: “Psikolojik danışmanlığın işlevi yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdüremeyen ve desteğe ihtiyaç duyan bireylere yardım etmektir. Akıl hocalığı (mentorluk) belli bir konuda deneyim sahibi olan bir kişinin bu birikimini bir başkasına aktarmasıdır. Yönetici koçluğu, yönetici pozisyonundaki çalışanların profesyonel performanslarını, dolayısıyla işin verimini artırmaya yöneliktir. Yönetici koçlarının masrafları hemen her zaman işyeri tarafından karşılanır. Yaşam koçluğu ise sağlıklı olduğu varsayılan bireyin belli hedeflere ulaşmak ya da var olan iyi halini daha da iyileştirmek için izlenen bir yöntemdir.”

SORU 3: Kimler koça gitmeli?

Sorunun cevabı yukarıda kısmen var. Yine aynı kitaptan devam ediyoruz: “Koça, sağlıklı insanlar gitmeli. Çünkü psikolojik danışmanların aksine koçların asıl görevi, kişiyi ruhen tekrar ayağa kaldırmak değil, zaten hayatını sürdürebilen bireye spesifik hedeflerine ulaşma konusunda destek olmak.”

SORU 4: Kimler koçluk hizmeti alıyor?

Pozitif Psikoloji Enstitüsü’nün kurucusu olan, koçluk üzerine hem akademik hem de uygulamalı olarak çalışan Dr. Suzy Green, bu soruyu kendi araştırmalarından yola çıkarak cevaplıyor. “Yaşam koçuna giden ya da gitmek isteyen insanların yüzde 52’si psikolojik açıdan şu veya bu şekilde sağlıksız insanlar. Yaşam koçuna gidip, ‘hayatının iplerini eline almak’ isteyenler arasında depresyon geçiren, anksiyete bozukluğu olan, hatta şizofreni teşhisi konan kişiler bile vardı. Oysa bu insanların koça değil, ciddi tıbbi yardıma ihtiyaçları var.”

SORU 5: Kimler koç olabilir?

Bugün bir tabelacıya gidip Koç yazdıran herkes koç olabilir. Ne Türkiye’de ne de dünyada, resmi bir denetim kurumu yok. Oysa denetime yalnızca müşteriler değil, işlerinin saygınlığını korumak isteyen koçlar da ihtiyaç duyuyor. Dünyadaki en örgütlü koçluk kuruluşu Uluslararası Koçluk Federasyonu (International Coaching Federation). Federasyonun Türkiye’de de bir şubesi var. Koç olmak isteyenler burada eğitim alabiliyor, belli sınavlardan geçtikten sonra sertifikalı koç oluyorlar. Dünyada ve Türkiye’de eğitim ve sertifika veren başka kişi ve kurumlar da var.

SORU 6: Kimler koç olmalı?

Teksas Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Dr. Aaron Rochlen, eğitim alan ve yeteneği olan herkesin koç olabileceğini düşünüyor: “Psikologlar iyi birer dinleyici olmak üzere eğitilirler. Yardım etme, sorunlara yaklaşım, araştırma ve teori konusunda donanımlıdırlar. Bunlar iyi bir koçta olması gereken özellikler. Yine de koç olmak için psikoloji okumuş olmak gerektiğini düşünmüyorum. Doğru eğitimi alan herkes iyi koç olabilir.” Dr. Suzy Green bu konuda Rochlen kadar esnek düşünmüyor: “Psikolog olmayan kişilerin koçluk yapmaları durumunda çok sıkı bir eğitimden geçmeleri gerekiyor. Koç, psikolojik desteğe ihtiyaç duyan kişiyle sağlıklı kişiyi mutlaka birbirinden ayırabilmeli ve hasta olanları doğru yere sevkedebilmeli. Bir kitabı bitirmek için ya da maraton koşmak için koçluk hizmeti alan kişiler var. Onların hedefi çok daha spesifik. Ama deneyimlerim bana şunu gösterdi: Yaşam koçu arayanların çoğu psikolojik olarak klinik düzeyde hasta olmasa bile, belli bir ruhsal savrulma yaşayan insanlardan çıkıyor.”

SORU 7: İyi koçu kötü koçtan ayırmak mümkün mü?

En iyi koç işinize yarayan koçtur. Siz yine de ön araştırma yapmayı, koçun eğitimini sormayı, sertifikasını görmeyi unutmayın.

SORU 8: Koçluk fenomeni bilimsel çevrelerde ciddiye alınıyor mu?

Hem evet, hem hayır. Akademik çalışan psikologlar koçluk fenomenini pek araştırmaya değer bulmamış. Bu konuda yayınlanan bilimsel makale sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Avrupa kökenli psikanaliz ekolü konunun yüzüne bile bakmıyor. Daha pragmatik olan bilişsel ekolün koçlukla arası daha iyi. ABD’de Marshall Goldsmith School of Managernent’dan Doçent Dr. Nurcan Ensari, endüstriyel psikolojinin yönetici ve liderlik koçluğunu da kapsadığını söylüyor. Bilimsel teorilere dayalı olması ve sonuçlarının daha kolay ölçülebilmesi, yönetici koçluğunu bilim çevrelerinde saygın kılıyor: “Bunun dışındaki koçluk türleri, akademide birkaç sebepten dolayı çok ciddiye alınmıyor. Bir kere, yaşam koçluğu, ilişki koçluğu, seks koçluğu, enerji koçluğu gibi çok çeşitli türleri, dolayısıyla ciddi bir kavram kargaşası var. Sonra, esaslı bir eğitim gerektirmiyor. çoğu zaman bir workshop sonrası alınan sertifika yeterli oluyor. En önemlisi de, uzun vadede bakıldığında bireyin yaşamına olumlu katkısı bilinmiyor. Bence bu tip koçluğun modası geçiyor.”

SORU 9: Bu kadar laf ettik, ama ortada halil, en azından koç çeşitleri açısından bir kavram kargaşı yok mu?

Aslında var. Şurdan başlayalım: İlişki koçluğu deyince, ne kastedildiği aşağı yukarı anlaşılıyor. Kişi, ilişkisinde sorun yaşıyor, bunun için koça başvuruyor. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama söz konusu yaşam koçluğu olunca konu biraz karışıyor. Bazı koçlar, “yaşam koçluğu” kavramının, koçluğu aşağı çektiğini düşünüyor. Bu kavramı çok genel, biraz da muğlak buluyor. Ama sonuçta, yaşam koçluğu kabul görmüş ve yerleşmiş bir kavram. Bireysel koçluk hizmetlerinin genel adı gibi algılanıyor.

SORU ıo: Eklemek istediğim başka bir şey var mı?

Evet var. TeksasÜniversitesi’nden Ryan McKelley ve Aaron Rochlen 2006 yılında yazdıkları bir makalede, psikolojik destek almak istemeyen erkeklerin, koçluk konusunda aynı direnci göstermediklerini yazdılar. Koçluk ve psikolojik danışmanlığın ortak noktalarından yola çıkarak, erkekler için yeni danışmanlık modelleri geliştirilebileceğini söylediler.

En hızlı büyüyen ikinci sektör

Koçluk konusunu haddinden fazla önemsediğimi düşünüyorsanız size şunu söylemek isterim: National Post’a göre koçluk IT den sonra dünyanın en hızlı büyüyen sektörlerinden. Kitabıyla, koçuyla, kursuyla büyük paraların döndüğü bir endüstri. Üstelik istismara açık ve dolaylı da olsa insan sağlığıyla ilgili. Bu yüzden ayağımı yere sağlam basmak istedim ve yüzümü bilime döndüm.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir