Almanca Atasözleri

Almanca Atasözleri, Türkçe anlamlarıyla birlikte Almanca Atasözleri

Sürekli damla taşı deler. – Steter Tropfen höhlt den Stein.

Acele işe şeytan karışır. – Eile mit weile.

Göze göz, dişe diş. – Auge um Auge, Zahn um Zahn.

İş, işi çeker. – Arbeit zieht Arbeit nach sich.

Balık baştan kokar. – Der Fisch stinkt vom Kopf her.

İtimat kontrole mani değildir. – Bäume wachsen nicht in den Himmel.

Seni besleyen eli ısırma. – BeiB nicht in die Hand, die dich füttert.

Herkes kendi kaderinin demircisidir. – Jeder ist seines Glückes Schmied.

Tek gözlü olmak kör olmaktan iyidir. – Besser einäugig als blind.

Parlayan her şey altın değildir. – Es ist nicht alles Gold, was glänzt.

Paylaşılan sevinç iki katına çıkar. – Geteilte Freude ist doppelte Freude.

Paylaşılan bir acı yarıya iner. – Geteiltes Leid ist halbes Leid.

Aşkta ve savaşta her şey mübahtır. – In der Liebe und im Krieg ist alles erlaubt.

Yemek pişirmek eski tavalar ile öğrenilir. – Auf alten Pfannen lernt man kochen.

Çalışmak ekmek, tembellik kıtlık getirir. – Arbeit bringt Brot, Faulenzen Hungersnot.

Eğitimsiz insan, cilasız aynaya benzer. – Ein Mensch ohne Bildung ist ein Spiegel ohne Politur.

Eldeki serçe, damdaki güvercinden iyidir. – Besser ein Spatz in der Hand, als eine Taube auf dem Dach.

Kadeh içinde, derede boğulanlardan çok daha fazla insan boğulmuştur. – Im Becher ersaufen mehr Leute als im Bach.

Alçak gönüllülük süstür, fakat onsuz daha başarılı olunur. – Bescheidenheit ist eine Zier, doch weiter kommt man ohne ihr.

İki avukat arasında kalan çiftçi, iki kedi arasında kalan balığa benzer. – Ein Bauer zwischen zwei Advokaten ist ein Fisch zwischen zwei Katzen.

Yemekten sonra dinlenmeli veya bin adım atılmalı. – Nach dem Essen sollst du ruhen oder tausend Schritte tun.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir