Oktay Sinanoglu – Bye Bye Türkçe

“Bye Bye Türkçe” adli kitap Prof. Oktay SINANOGLU’nun yazdigi ve çesitli yayin organlarinca yayinlanmis makaleler, kendisiyle yapilan söylesiler, Türk dili ve kendisi ile ilgili haberlerden olusmaktadir.

Kitabin giris bölümünde Oktay SINANOGLU’nun gördügü bir kabus anlatilmaktadir. Bir Nev-York Rüyasi;
Yil 2050’li yillar. Türkler, Ingilizler ve bazi milletler tarafindan kendilerin yapilmis olan kültürel sömürgelestirme oyunlarini artik diger ülkelere yapmaya baslamistir. Türkçe kelimeler Nev-York sehrinde yer bulmus ve önemli sözcükler haline gelmis; New York’ta ki okullar Türkler tarafindan satin alinmis, okullarin egitim dilleri Türkçe yapilmistir. Türkiye dünyanin en güçlü devletlerinden biri haline gelmis ve Türkçe ulusal dil olmustur; fakat para kazanma hirsi Türk isadamlari ve düsünürlerinin zekasini adeta köreltmis, bu yüzden barbar olunmus ve para için akil almaz seyler yapilmaya baslanmistir.

Kitabin gelisme bölümüne geçildiginde ise yazarin kendisi tarafindan yazilmis olan ve yayinlanmis makaleleri ile bazi konusmalarin metinleri yer almaktadir. Bunlardan hepsi önemli olmasina ragmen, en önemlilerini seçtim ve özet haline getirdim:
*Türkiye çok sik dil degistirmekte olan bir ülke… Neredeyse tek bir nesil içinde Osmanlica’dan Öztürkçe’ye, bundan da Oktay Sinanoglu’nun Anglomanca olarak tabir ettigi iki yüz elli kelimelik tarzancaya geçis yaptik. Dilimize artik bu sokak Ingilizcesi kelimeleri sokmamali ve onlari mutlaka dilimizden çikarmaliyiz.


Ingilizce geçmisi dört veya bes yüzyil bile olmayan, kelime hazinesi dar; kelime türetecek matematiksel yapiya sahip olmayan bir dildir. Bizim dilimiz ise geçmisi on bin yili bulan, kelime türetme yetenegine sahip olmasina ragmen son dönemlerinde Anglomanca özentisi bir dildir.

Ne bu kelime türetme yetenegi derseniz; Türkçe’de, matematiksel yapisindan dolayi, yeni anlamlara karsilik yeni kelimeler bulunabiliyor. Fakat Anglomanca’da kelime türetilemez olmus ve imkanlar kisitlanmistir. Ingilizce’de kelime türetilemediginden bas harflerden isim olusturulmaktadir. Dilbilimciler bu tarz sözcüklere ‘akronim’ diyorlar. Örnegin; RAM( Random Access Memory)
Ingilizler bir zamanlar Irlandalilara yaptiklarini simdi bize yapiyorlar. Irlandalilarin da önce dillerini yok etmis, yerine okullarda dersler Ingilizce islenir olmustu. Ayni sekilde bizim ülkemizde de ders dili Ingilizce yapilarak kültürümüz yok edilmeye çalisilmaktadir. Fakat sunu da unutmayalim ki Irlanda büyük bir mücadele verip kendi dil ve kültürünü kurtarmistir.
Dilimiz hakkinda baska bir konuya daha deginmek gerekirse bu dilimize giren kelimelerdir. 1930 yilindan 1980 yilina kadar dilimiz sadelestirilmeye çalisilmis; fakat son birkaç yildir dilimize Anglomanca girmesiyle dilimiz yeniden o eski günlerine dönmektedir. Tabi unutmamaliyiz ki bu konuda bir seyler yapmak bizlerin elinde… Bazi örnekler vermek gerekirse:

1. bakanlar kurulu/ kabine
2. milletvekili/ parlementer
3. basin-yayin/ media
4. yasal/ legal
5. seçenek/ altenatif
6. yöntem/ metot
7. örgüt/ organizasyon
8. merkez/ center

Dilimizi kurtarabilir miyiz konusu gündemde su aralar. Ama herkes birbirine ayni soruyu soruyor ‘Ne yapabilriz?’. Iste size birkaç seçenek:

1. Yabanci dil sadece bizim ögrenme sistemimizdeki gibi ögrenilmez. Bunun kamuoyuna anlatilmasi gerekir.
2. Yabanci dille egitim devlet tarafindan yasaklanmalidir.
3. Konusurken araya Anglomanca laflar sokmanin ayiplanacak bir davranis oldugunun anlatilmasi gerekir.
4. Mekan, isyeri vb. yer isimlerinin Ingilizce olmasi engellenmelidir.

Egitim sistemindeki hatalarin en önemlisi egitimin yabanci dille verilmesidir. Sinanoglu da bunun çok tehlikeli oldugunu savunmakta ve umuldugu gibi Türkiye’yi gelistirmeyecegini düsünmektedir. Yazara göre yabanci dilde egitim alan bir genç dilini ve kültürünü küçük görmeye baslar. Kendi dilinde ve dininde olmayan insanlara özenmeye ve onlar gibi yasamaya çalisir. Bu da Türk devletinin yavas yavas sonunu getirecektir elbette ki.
Egitim sistemindeki diger hatalara gelecek olursak bunlar hazirlik siniflari, dersaneler, Ingiltere’den gelen pahali ders kitaplari, disariya gönderilen ögrenciler ve ögretmen sorunlaridir. Bu sorunlar birbirleriyle baglantilidirlar.
Bu sömürgelesmenin zararlarina bir göz atacak olursak:
• Anadilde egitim yapmayan ülkeler kendi ekollerini olusturamazlar.
Ingilizce ile bilim egitimi sonucunda Bati hayrani, kendi ülkesini begenmeyen bir nesil ortaya çikar.

ÖNÜMÜZDE IKI YOL VAR: YA UYANIP, KENDIMIZE GELIP DILIMIZI KORUYACAGIZ YA DA IKI NESIL SONRA TÜRKIYE DIYE BIR ÜLKE VE TÜRKÇE DIYE BIR DIL KALMAYACAGINI KABUL EDECEGIZ. SEÇIM SIZIN…

20 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir