Dönüş

Uzun yollar nihayet tükendi geldim anam,
Lakin gelene kadar bin kere öldüm anam.

Arada yollar uzun denizlerse bitimsiz,
Ben mahzun ve çaresiz ve en beteri sensiz

Biliyorum nihayet varıverdin menzile,
Son kere göremeden gittin o mutlak yere.

İçimde fırtınalar gözlerimse çaresiz,
Geliverdim yuvaya, yuva sensiz ben sensiz!

Açıverdi kapıyı boynu bükük çocuklar,
İçimde hıçkırıklar ruhumda hıçkırıklar…

Kapıdan girer girmez kokunu alıverdim,
Ve kendimi maziye hayale salıverdim…

Ne günlerdi o günler uzun kış geceleri,
Bir demlik çay basında geçirdik saatleri.

Her şeyin bir başkaydı, sitemin serzenişin:
Herşeyin bir başkaydı, sinirlenmen gülüşün..

Heyhat yoksun şimdi sen ev öylesine sessiz,
Ardında boynu bükük yetimlerin kimsesiz.

Daha dün şu odada seninle sohbet etttik,
Zamanları geçirdik saatleri tükettik.

En tatlı hayalleri seninle surda kurduk,
Şu halının üstünde saatlerce oturduk.

Şimdi ise her oda herbir köşe sıkıcı,
Anam sensiz bu evde bir saniye yıkıcı.

Sessizlik öyle derin öylesine manalı,
Anam nasıl etmeli ve nasıl dayanmalı.

Dağılıverdi yuvan bozuldu düzenimiz.
Fırtınaya kapıldı batıverdi gemimiz.

İnan artık herşey boş, sensizlik acı anam,
Bir ömür yüreğimde sürer bu sancı anam…

Son bir kere görseydim o beyaz saçlarını,
Akıtsaydım eline sıcak gözyaşlanmı.

Dizinde son bir kere uzanıp yalamadım,
Mezarına bir kürek toprak da atamadım.

Merak etme can anam unutmam orda seni,
Fatihasız bırakmam o mutlak yerde seni…

Arif Nihat Polat

Bir yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir